YENİ MODELLER › Ferrari'den yeni bir ikon geldi

Ferrari'den yeni bir ikon geldi

25 Kasım 2021 / 10:05 Ferrari'nin 2018 yılında başlattığı özel "Icona" serisinin üçüncü üyesi Daytona SP3’ü tanıtıldı

Ferrari'den yeni bir ikon geldi

Ferrari, 2018 yılında tanıttığı Monza SP1 ve SP2 ile hayat verdiği Icona serisine çok özel bir model daha ekledi. 1960’ların efsanevi spor prototiplerinden ilham alan Daytona SP3 “2021 Ferrari Finali Mondiali” etkinliği sırasında Mugello Pisti’nde gün ışığına çıkarıldı. Sınırlı sayıda üretilecek olan bu yeni Icona, Ferrari’nin yarış efsaneleri 330 P3/4, 350 Can-Am ve 512 S modellerinden ilham alınarak tasarlanmış. Çıkarılabilir sert tavanlı Daytona SP3’ün, “Targa” gövdesi de yine spor prototip dünyasından esinleniyor.

995fe32a08a2bb2dbab56081667a211b_0.jpg

Daytona SP3'te Ferrari 812 Competizione'deki V12 motorun revize edilmiş versiyonu görev yapıyor. Yarış otomobili ruhuna uygun olarak arkada konumlandırılan F140HC kodlu bu ünite, 840 bg güç ve 700 Nm tork değerleriyle Ferrari'nin trafiğe çıkabilen modelleri arasındaki en güçlü motor oluyor. 9500 d/d çevirebilen atmosferik V12, 7-ileri otomatik şanzıman eşliğinde otomobili 0'dan 100 km/s hıza 2.86 saniyede, 200 km/s hıza ise 7.4 saniyede ulaştırıyor. Kompakt manifold tasarımı gibi bazı detaylar sayesinde, Daytona SP3’ün motoru 812 Competizione'nin motorundan yüzde 30 daha çevreci olmasıyla ayrışıyor.

995fe32a08a2bb2dbab56081667a211b_1.jpg

Ferrari Daytona SP3, aerodinamik açıdan da çok iddialı. ilham kaynağı otomobiller gibi Daytona'da da sadece pasif aero çözümler ile maksimum verimlilik hedeflenmiş. Gövde altından düşük basınçlı havayı çeken baca gibi benzersiz özellikleri sayesinde, Ferrari'nin aktif aero unsurlar kullanmadan ürettiği, aerodinamik açıdan en verimli otomobil olan Daytona SP3'ün şasisi, LaFerrari’den bu yana kullanılmayan Formula 1 teknolojileri ile tamamen kompozit malzemelerden üretilmiş. Koltuk ise ağırlığı azaltmak ve sürücüye bir yarış otomobiline benzer sürüş pozisyonu sağlamak için şasiye entegre edilmiş. 

995fe32a08a2bb2dbab56081667a211b_2.jpg

Daytona SP3’ün kokpiti 330 P3/4, 312 P ve 350 Can-Am gibi tarihi Ferrari modellerinden esinleniyor. Modern bir Grand Tourer konforunun yansıtıldığı kabin içerisinde, yarış otomobillerine özgü tasarım ipuçları bulunuyor. Otomobilin şasiye entegre spor koltukları ve ayarlanabilen pedalları, ergonomik yapılarının yanında titiz ayrıntılarıyla da ayrışıyor. Vücudu saran yarış tipi koltukların başlıkları bu segmentte genelde bütünleşik tasarlanırken, Daytona SP3’ün koltuk başlıkları ise bağımsız bir tasarıma sahip.  

995fe32a08a2bb2dbab56081667a211b_3.jpg

Kabin içindeki diğer detaylar gibi kapı panellerinin tasarımında da kabin içi ferahlık en önemli öncelik olarak görülüyor. Karbon fiber panellerde ferahlık hissi için boşluklar bırakılırken, omuz hizasındaki deri yüzeyler spor prototiplerle bağ kuruyor ve vücudu sarmalama etkisini daha da güçlendiriyor. Alt bölgelerdeki kaplamalar ise koltuğun bir uzantısı gibi görünüyor. İki koltuğun arasındaki yüksek konsol işlevsel bir panele ev sahipliği yapıyor. Ön bölümde, SF90 Stradale ile tekrar ürün gamına dahil edilen vites konsolu yer alıyor. Ayrıca aracı adeta sarmalayan bir şekilde dizayn edilen ön cam, Ferrari'nin Daytona SP3’ün iç mekan tasarımında, sürücünün elleri direksiyondayken aracın neredeyse tüm kontrollerine yerinden kıpırdamadan hakim olabilmesi için yapılmış olduğunun altını çiziyor. 

UNUTULMAZ BİR ZAFER
Ferrari, 6 Şubat 1967’de Uluslararası Dünya Spor Otomobil Şampiyonası’nın ilk turu olan Daytona 24 Saat’te ilk üç sırayı alarak tarihinin en muhteşem başarılarından birine imza atmıştı. Efsanevi üç otomobil, Ford’un ev sahibi olduğu ortamda damalı bayrağı yan yana geçerek motor sporları arenasında tarih yazmıştı. İlk sırada bir 330 P3/4, ikinci sırada bir 330 P4 ve üçüncü sırada ise Ferrari 330 P3’ün gelişiminin zirvesini temsil eden bir 412 P vardı. Ferrari 330 P3, başmühendis Mauro Forghieri’nin motor, şasi ve aerodinamik özelliklerini önemli ölçüde geliştirdiği bir modeldi. 330 P3/4 ise 1960’ların spor prototiplerinin ruhunu mükemmel bir şekilde bünyesinde barındırıyordu ve nesiller boyu mühendisler ve tasarımcılar için bir referans noktası olarak kabul edildi.

ÇOK OKUNANLAR