Tamamen elektrikli yeni GLC'nin örtüsü kalktı

Mercedes-Benz, yeni MBUX Hyperscreen'e yer verdiği tamamen elektrikli yeni GLC'nin üzerindeki örtüyü sonunda kaldırdı. 2026 yılının ikinci çeyreğinde piyasaya sunulması beklenen elektrikli GLC, markanın bugüne kadar ürettiği en gelişmiş SUV modellerinden biri olma iddiasını taşıyor. Geniş iç hacmi, artırılmış yolcu konforu ve bagaj kapasitesiyle dikkat çeken araç, aynı zamanda 2,4 tona kadar römork çekebilme yeteneğine sahip.

Yeni modelin geliştirme süreci, küresel çapta kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda şekillendirilmiş. Bu yaklaşım, hem sürüş konforu hem de işlevsellik açısından aracın kullanıcı ihtiyaçlarına daha doğrudan yanıt verebilmesini sağlamış. Mercedes-Benz’in elektrikli ürün yelpazesinde EQ teknolojisiyle öne çıkan GLC, performans, verimlilik ve menzil açısından segmentindeki standartları yeniden tanımlamayı amaçlıyor.

Dış tasarımda sade ama dikkat çekici bir yaklaşım benimsenmiş. Yeni ön ızgara tasarımı, 942 adede kadar LED ışıkla donatılabiliyor ve markanın karakteristik yüzünü yeniden tanımlıyor. Aracın genel formu güçlü omuz çizgileri, dinamik tavan eğimi ve 21 inçe kadar büyüyebilen jant seçenekleriyle desteklenmiş. Arka bölümdeki iki parçalı aydınlatma grubu, yıldız motifiyle dikkat çekiyor.

Elektrikli GLC, 2.972 milimetre dingil mesafesine sahip. Yani içten yanmalı GLC'ye kıyasla 84 mm daha uzun bir dingil mesafesi aunuyor. Bu da daha ferah ve konforlu bir yaşam alanı anlamına geliyor. Sonuç olarak, ön koltuklarda 13 mm daha fazla diz mesafesi ve 46 mm daha fazla baş mesafesi, arka koltuklarda ise 47 mm daha fazla diz mesafesi ve 17 mm daha fazla baş mesafesi elde edilmiş. Bagaj ise 570 litre kapasite sunuyor ve arka koltuklar katlandığında bu kapasite 1.740 litreye çıkıyor. Ayrıca, ön bagaj 128 litre ekstra yük kapasitesi sağlıyor ve dokunmatik kontrol ile elektrikli olarak kısmen açılabiliyor.

İç mekânda dijital ve fiziksel öğeler, yüksek malzeme kalitesiyle birlikte harmanlanmış. Yeni kontrol paneli, sezgisel kullanım hedeflenerek yeniden tasarlanmış ve kullanıcı geri bildirimleri doğrultusunda fiziksel butonlara da yer verilmiş. Klima ayarları gibi bazı sistemlerde görsel geri bildirim sağlamak üzere ambiyans aydınlatmasıyla entegre çalışan dinamik renk geçişleri tercih edilmiş.

Araçta kullanılan MB.OS işletim sistemi, bilgi-eğlence, sürüş destek sistemleri, konfor ve şarj yönetimini entegre şekilde yönetebilen yapay zekâ temelli bir mimariye dayanıyor. Bu sistem, sürücünün alışkanlıklarını öğrenerek zamanla daha kişiselleştirilmiş bir kullanım deneyimi sunabiliyor. MB.OS, aynı zamanda yüksek işlem gücüyle donatılmış ve uzaktan yazılım güncellemeleri sayesinde aracın yazılımsal altyapısını uzun vadede güncel tutmayı mümkün kılıyor.

Tasarım tarafında ise GLC’nin önceki jenerasyonlarına kıyasla daha modern ve dijital odaklı bir yaklaşım benimsendiği görülüyor. En dikkat çekici yeniliklerden biri, tek cam panel altına entegre edilmiş üç ekranlı MBUX Hyperscreen. 99,3 cm genişliğindeki bu yapı, markanın bugüne kadar sunduğu en büyük ekran olma özelliğini taşıyor. Ekran yapısı, dijital gösterge paneli ile bütünleşik bir kullanıcı deneyimi sağlarken, ambiyans aydınlatması ve panoramik cam tavan gibi unsurlar bu deneyimi destekliyor. Özellikle arka bölümde genişletilmiş iç hacim ve standart olarak sunulan SKY CONTROL panoramik tavan, iç mekâna ferah ve zarif bir hava katmış. Opsiyonel panoramik tavan elektronik perde ve geceleri panoramik cam tavandaki 162 yıldızı aydınlatan ambiyans aydınlatması ile sunuluyor. 

İç mekânda sürdürülebilirlik konusuna da vurgu yapılmış. Opsiyonel olarak sunulan Vegan paket, hayvansal ürün içermeyen, sertifikalı döşeme malzemeleriyle donatılmış. Bu donanım seviyesiyle Mercedes-Benz, bağımsız şekilde sertifikalandırılmış vegan iç mekân sunan ilk otomobil üreticisi olma unvanını da elde etmiş durumda.

Sürüş sistemleri açısından, GLC’nin yeni nesil yardımcı sistemlerle donatıldığı belirtiliyor. On dış kamera, beş radar sensörü ve on iki ultrasonik sensör ile desteklenen MB.DRIVE sistemi, gelişmiş bir sürüş destek altyapısı sunuyor. One-Box fren sistemi, mekanik frenleme ile enerji geri kazanımını entegre ederek daha güvenli ve dengeli bir yavaşlama sağlıyor. Aracın süspansiyon sistemi ise S-Serisi’nden tanıdık olan akıllı hava süspansiyonuyla donatılmış ve bu sistem 4,5 dereceye kadar arka tekerlek yönlendirmesiyle manevra kabiliyetini artırıyor.

Yeni GLC’nin giriş seviyesi versiyonlarına ek olarak, serinin en üst modelinin GLC 400 4MATIC olacağı açıklandı. Bu versiyon 360 kW güç ve 713 kilometreye kadar menzil sunmayı hedefliyor. Elektrikli GLC ailesi toplamda beş farklı versiyonla satışa sunulacak.

GLC'de yeni elektrikli mimarinin öne çıkan özelliklerinden biri, yeni nesil batarya ile şarj süresini önemli ölçüde azaltan 800 voltluk sistem. Hızlı ve son derece pratik bir şarj deneyimi sunuyor. WLTP’ye göre, 10 dakikada 303 kilometreye kadar menzil şarj edilebiliyor. GLC 400 4MATIC, 330 kW’ye kadar hızlı DC şarjı destekliyor. Ülkeye özel olarak bir DC dönüştürücü ile 400 volt hızlı şarj istasyonlarında da şarj mümkün.

GLC 400 4MATIC, 94 kWh kullanılabilir enerjiye sahip lityum-iyon batarya kullanıyor. Hücrelerde grafitle karıştırılmış silisyum oksit anodu bulunuyor ve hacimsel enerji yoğunluğu 680 Wh/l. Yeni batarya, verimlilik, performans, maliyet ve ölçeklenebilirlik için optimize edilmekle kalmayıp, bakım ve onarım kolaylığı da göz önünde bulundurularak tasarlanmış ve kobalt oranı azaltılmış. Elektronik ünite alt taraftan erişilip değiştirilebiliyor; batarya kapağı vidalı ve modüler, bu da servis kolaylığı sağlıyor.

Yeni GLC’nin yüksek voltajlı bataryası, CLA ile tanıtılan akıllı, modüler ve entegre batarya mimarisi üzerine kurulu. Bu modüler yapı, farklı araç tipleri için esnek kullanım, geliştirme ve lojistikte verimlilik ve aynı üretim hattında CLA, GLC ve gelecekteki bataryaların üretimini mümkün kılıyor.

Elektrikli GLC, elektrik şebekesine bağlantı için de hazır. Uyumlu çift yönlü DC şarj istasyonuna bağlandığında, güneş enerjisini depolayabiliyor ve eve enerji sağlama (V2H) veya şebekeye enerji verme (V2G) işlevi görebiliyor.

Mercedes-Benz, tamamen elektrikli GLC ile yalnızca elektrikli sürüş teknolojisine değil, aynı zamanda dijitalleşme, kullanıcı deneyimi ve sürdürülebilirlik konularında da iddialı bir pozisyon alıyor. Marka, bu modelle birlikte elektrikli SUV segmentinde standartları yeniden tanımlamayı amaçlıyor.