Test: Ford Puma 1.0 EcoBoost 125 bg
08 Aralık 2020 / 18:37 Ford Puma, tasarımı ve çevikliğiyle SUV segmentinde sportif hisler arayanlara göz kırpıyor
Ford, 1996-2001 yılları arasında ulaşılabilir coupe modeli için kullandığı Puma ismini artık 5 kapıya sahip olan yerden yüksek bir otomobilde yaşatıyor. Günümüz trendlerine uygun olarak model gamında daha fazla SUV ve crossover seçenek sunmak isteyen Ford’un Puma adını bir crossover ile geri getirmesi açıkçası başta kulağa pek de hoş gelmemişti. Peki, acaba Ford böyle bir otomobilde neden Puma ismini tercih etti? Bu sorunun cevabı hem tasarımda hem de sürüş özelliklerinde gizli.
Puma, 4.2 metrelik uzunluğundan da anlaşılacağı üzere B-SUV segmentinde yer alan ve aslında bir SUV’den çok crossover çizgisinde olan bir otomobil. Zaten Ford gamındaki B-SUV rolünü markanın sunduğu bir diğer model olan EcoSport üstleniyor. Fiesta platformu üzerine inşa edilen ve yüksek bir hatchback gibi görünen Puma’nın EcoSport’tan daha ilgi çekici bir tasarım sunduğunu söylemek de mümkün. Yuvarlak hatlar, öndeki büyük ızgara, Ford’un yeni GT modeliyle benzer grafiklere sahip olan farlar, bombeli motor kaputu, arka cama doğru alçalan tavan hattı ve geniş tasarlanan arka bölüm Puma’ya dinemik ve ilgi çekici bir görünüm kazandırıyor. Tabii bu noktada ST-Line donanımını da unutmamak lazım. Bu donanımla birlikte eklenen piyano siyahı detaylar, yan marşpiyeler ve versiyona özel 18 inçlik jantlar Puma’yı oldukça sportif gösteriyor. Yine de bu detayların canlı gövde renklerinde daha belirgin hale geldiğini, “Manyetik Gri” test aracında ise biraz geri planda kaldığını söyleyebiliriz.
FARK YARATAN BİR ÖZELLİK: "MEGABOX"
Puma büyük bir otomobil olmamasına rağmen bagaj kapağının ardında çok iyi bir hacim ve kullanışlı bir alan saklıyor. “Konfor Paketi” adındaki opsiyonu tercih ettiğinizde, tamponun altına doğru yapacağınız hafif bir ayak hareketiyle otomatik olarak açılabilen bagaj kapağının ardında 456 litrelik bir hacim bulunuyor. Yükleme alanının yüksekliği sayesinde elde edilen bu değer küçük bir crossover için çok iyi. Bunun yanında bagajda, diğer hiçbir rakip modelde görmediğimiz kullanışlı bir özellik de bulunuyor. Çift katlı olarak ayarlanabilen ve gerektiğinde arka koltuk sırtlığına doğru sabitlenebilen bagaj zeminin altında “Megabox” adı verilen yıkanabilir bir bölme bulunuyor. 80 litre hacmindeki bu bölüm yaklaşık 30 cm’lik bir derinliğe sahip. İçerisinde bir su gideri de bulunan bu bölümü suyla doldurmanız bile mümkün. Tabii asıl amaç bu değil. Kirli botlarınızı veya çiçekçiden aldığınız 1.15 metrelik bir bitkiyi bu bölümde taşıyabilir ve Megabox’ı istediğiniz kadar kirletebilirsiniz. Çok kullanışlı. Ancak bagaj eşiği biraz yüksek olduğu için bu alandan bir eşya alırken biraz fazla eğilmeniz gerekebilir.
Puma’nın arkaya doğru eğimli coupe benzeri tasarımı arka koltuğa geçişlerde, kafanızı vurmamanız için biraz dikkat gerektiriyor. Bu aşamayı geçtikten sonra ise kendinizi çok dar olmayan, ancak ferah da diyemeyeceğimiz bir yaşam alanında buluyorsunuz. Puma’nın arka bölümündeki diz ve baş mesafeleri sınıfın diğer yeni nesil modellerinin gerisinde. Bu açıdan bize biraz Nissan Juke’u hatırlatan otomobilin arka bölümü, çift parçalı cam tavana rağmen biraz karanlık ve klostrofobik. Bu etkide koyu renk döşemelerin payı oldukça fazla. Puma’nın arka bölümünde konfora yönelik herhangi bir detay da bulunmuyor. Ayrıca kapı içleri de, dirseğinizi dayadığınız küçük bölüm haricinde kullanılan sert plastikler sebebiyle düşük bir kalite algısı yaratıyor. Otomobilin ön koltukları ise daha cazip ve kalite hissiyatı daha yüksek bir ortam sunuyor.
TEKNOLOJİK VE SPORTİF KABİN
ST-Line donanımında kırmızı dikişli deri ve kumaş karışımı koltuklar sunan kabinin ön bölümü son derece sportif bir ambiyansa sahip. Ancak ilk bakışta direksiyon simidinin biraz büyük tasarlandığı gözden kaçmıyor. Bu direksiyonun gerisinde ise çok kaliteli grafiklere sahip olan ve sürücüyü bir Puma animasyonu ile karşılayan 12.3 inçlik dijital panel yer alıyor. Bu donanım tıpkı kablosuz telefon şarjı özelliğinde olduğu gibi ST-Line versiyonunda standart olarak sunuluyor. Normal, Eco, Sport, Kaygan ve Toprak seçeneklerinden oluşan beş farklı sürüş moduna göre teması değişen göstergenin, çok başarılı geçişlere sahip olduğunu söylemeliyim. Puma’nın kabinindeki bir diğer dijital panel de, orta konsolda yer alan 8 inçlik Ford SYNC multimedya ekranı. Her ne kadar grafikleri dijital gösterge kadar çarpıcı olmasa da, sistem basit ve anlaşılır bir menüye sahip. Ayrıca telefon entegrasyonu da çok başarılı.
Puma’nın ön konsolu son derece teknolojik görünüyor. Ayrıca ön bölümün malzeme kalitesi açısından da arkaya göre daha cömert olduğunu belirtelim. Hem kaliteli kaplamalar hem de yumuşak dokulu plastikler açısından ön bölüm gayet tatminkar. Bu bölümde bizi şaşırtan detay ise manuel el freni oluyor. Bu kadar donanımlı bir otomobilde fren kolu yerine elektronik bir park freni görmek isterdik.
ÇEVİK SÜRÜŞ ÖZELLİKLERİ
Puma’nın sürücü koltuğunda EcoSport’taki kadar yüksekte oturmuyorsunuz. Sürüş pozisyonu yüksek bir otomobil için oldukça sportif. Ayrıca yola çıktığınız anda Puma’nın tam bir asfalt otomobili olduğunu anlıyorsunuz. Zaten toprak zeminler için bir sürüş modu olsa dahi, önden çekişli bu otomobil araziye pek de uygun görünmüyor. Puma’nın tepkileri oldukça çevik. Direksiyon hassas ve yönlendirme kabiliyeti çok başarılı, ayrıca tatlı sert süspansiyonlar da sıkı ve tok hissettiriyor. Süspansiyonlardaki bu sertliğin, bozuk zeminlerde sarsıntıya sebep olsa da, kabinde herhangi bir trim sesi yaratmaması Puma ile ilgili olumlu notlarımız arasında yer alıyor.
Sert süspansiyonların getirisi ise asfalt üzerinde kendini gösteriyor ve Puma iyi bir gövde kontrolü ve eğlenceli bir sürüş karakteri sunuyor. Hızlı girdiğiniz bir virajın içerisinde gaz pedalını gevşettiğinizde arka kısmın hafiflediğini, hatta biraz dışa doğru açılmaya başladığını hissediyor, ancak küçük kontralarla gövdeyi kontrol edebiliyorsunuz. Otomobil bir bütün olarak hareket ediyor ve ne zaman ne yapacağını sürücüsüne net bir şekilde bildiriyor. Yani sürücü ile iletişimi bir crossover için çok başarılı.
Puma’nın konfor seviyesi ise pek iddialı sayılmaz. Süspansiyon sertliği kabul edilebilir seviyede olsa da, yol ve rüzgar sesi biraz fazla duyuluyor. Motor bölümünün yalıtımı ise gayet iyi. Üç silindirli benzinli motorun sesi, günlük kullanımda ve fazla devir çevirmediğinizde oldukça az duyuluyor. Bununla birlikte üst devirlerde üç silindirin sportif tınısını duymak da sürüş keyfini artırıyor.
ÜÇ FARKLI 1.0 LİTRELİK TURBO MOTOR
Puma, 95, 125 ve 155 beygir gücünde üç farklı motor seçeneğine sahip. Ancak bu üç motorun hepsi 1.0 litre hacminde. Ford’un bol ödüllü üç silindire turbo ünitesi, 95 ve 155 bg’lik versiyonlarda sadece 6-ileri manuel şanzımanla sunulurken, test aracındaki 125 beygirlik versiyonda ise 7-ileri otomatik şanzıman tek seçeneğiniz oluyor. Sarsıntısız vites geçişleri sunan bu şanzımanla birlikte direksiyonun arkasına, manuel vites geçişleri için küçük vites kulakçıklar da ekleniyor.
Bu arada 155 beygir gücündeki versiyonun 48V mild-hybrid teknolojisine sahip olduğunu, yani Puma’nın hem en performanslı hem de en tutumlu motor seçeneği olduğunu hatırlatalım. Bunun yanında ben en mantıklı ve makul versiyonun kullanmakta olduğum 125 beygirlik seçenek olduğunu düşünüyorum. 125 beygirlik Puma 0’dan 100 km/s hıza 10.2 saniyede çıkıyor ve maksimum 190 km/s hıza ulaşıyor. Performans verileri çok heyecan verici olmasa da, çeviklik ve motorun devirlenme isteği bu açığı kapatarak daha hızlı bir otomobildeymişsiniz gibi hissetmenize sebep oluyor. Özellikle Sport modundaki gaz tepkisi oldukça sportif. Bu motorun ortalama yakıt tüketimi 4.9 lt/100 km olarak veriliyor. Ancak günlük kullanımdaki tüketim değerinin ise 7 litre seviyelerinde olduğu görülüyor.
OPSİYON LİSTESİ KALABALIK
Puma iki farklı donanım seviyesi ve bazı opsiyon paketleriyle sunuluyor. Baz versiyonu Style olan otomobil ST-Line versiyonunda zengin bir standart ekipman listesiyle geliyor. Örneğin; kablosuz telefon şarjı, B&O Premium ses sistemi, 12.3 inçlik dijital gösterge, LED ambiyans aydınlatmaları ve LED far gibi özellikler ST-Line’da standart. Ancak bir takım güvenlik ve konfor özellikleri ST-Line’da dahi opsiyonel olarak sunulmakta. Teknoloji Paketi’nde; ön park sensörleri, geri görüş kamerası, trafik levhası tanıma sistemi, adaptif hız kontrol sistemi, gelişmiş otomatik park sistemi, çarpışma önleme yardımcısı (gece görüşlü), acil durum manevra destek sistemi, kör nokta uyarı sistemi ve çapraz trafik uyarısı gibi güvenlik teknolojileri bulunurken; ST-Line versiyonu ile birlikte sunulan Konfor Paketi ise anahtarsız giriş ve çalıştırma, ısıtmalı ön koltuklar, ısıtmalı direksiyon, ısıtmalı ön cam ve akıllı bagaj kapağı gibi özellikler içeriyor. Bunun yanında panoramik cam tavanın da bir opsiyon olduğunu belirtelim.
Yazı: Bahadır Bektaş
ÖZELLİKLER
Motor.............Sıralı 3-silindir, 999 cc, turbo
Güç................125 bg @ 6000 d/d
Tork...............200 Nm @ 1400-4500 d/d
0-100 km/s....10.2 sn
Maks hız.........190 km/s
Ort. tüketim....4.9 lt/100 km (Fabrika verisi)
Fiyat...............282.100 TL (Style, 125 bg, Aralık 2020)
- Borusan Otomotiv, 40'ıncı yılını görkemli bir etkinlikle kutladı Retail Next konseptiyle yenilenen Borusan Oto İstinye, Borusan Otomotiv’in ve Borusan Oto’nun 40. yıl kutlamasıyla açıldı
- Yeni PEUGEOT 5008 Türkiye'de... PEUGEOT'nun D-SUV modeli yeni neslinde elektrikli ve hibrit motor seçenekleriyle sunuluyor
- Volkswagen ID.4 nihayet Türkiye yollarında... Volkswagen, birkaç yıldır Avrupa yollarında olan elektrikli modeli ID.4'ü ülkemizde de satışa sundu
- BYD, 10 milyonuncu aracını üretti Çinli üretici BYD, 30’uncu yaşını 10 milyonuncu otomobil üretimiyle kutladı
- Mercedes-Benz'den yeni nesil güvenlik sistemleri Mercedes-Benz Türk, GSR kapsamlarına tam uyumlu yeni nesil otobüslerini yollara çıkarmaya devam ediyor