SEKTÖREL › Volvo SCC 10 yaşında...

Volvo SCC 10 yaşında...

29 Temmuz 2011 / 19:49 Volvo'nun teknolojik ilerlemesinde büyük öneme sahip olan SCC konsepti 10 yıl önce tanıtılmıştı

Volvo SCC 10 yaşında...
Volvo'nun 2001 yılında Detroit Otomobil Fuarı’nda tanıttığı SCC konseptinin, şirketin aktif güvenlik sistemlerine öncülük etmeye başladığı nokta olduğu açıklanıyor. Şu anda Volvo model otomobillerde bulunan ileri teknik çözümlerin 15 kadarı ilk olarak Volvo SCC ile ortaya çıkmıştı. Volvo SCC konsept otomobilinde denenen teknik yeniliklerin çoğu seri olarak üretilen otomobillerde kullanılmaya başlandı.

SCC, tasarım açısından bakıldığında da yeni modellere ışık tuttu. Büyük başarı kazanan Volvo C30 modelinin çizgilerinde SCC’nin büyük payı var.

Volvo Car Corporation’ın Başkanı ve CEO’su Stefan Jacoby; "Konsept otomobiller çoğunlukla otomobil müşterilerine gelecekten kareler sunan tasarım veya teknoloji çalışmalarıdır. Ancak Volvo SCC’nin ekstra bir etkisi oldu, çünkü hem çekici hem de yüksek teknolojiye sahip bir otomobildi. Otomobillerimizi nasıl müşterilerimizin istek, ihtiyaç ve eksiklerine göre tasarladığımızın ilk örneklerinden biriydi," diyor.

Volvo SCC’nin geliştirilmesinden sorumlu Östen Strandberg; "1990’lı yılların sonlarında konsept otomobil üzerine çalışmaya başladığımızda, Volvo halen öncelikle yolcularını olası bir çarpışmanın etkilerinden korumak üzere tasarlanmış aile otomobilleri üretmesiyle biliniyordu. SCC ise yolcuların güvenliğini artırma olarak özetlenebilecek yeni bir yaklaşımın ilk sinyallerini verdi. Bu yaklaşımda otomobilin en önemli güvenlik görevi öncelikle sürücüye tehlikeli durumlardan ve kazalardan kaçınmak için yardımcı olmaktı," diyor ve ekliyor: "SCC’nin kullanılabilir olduğunun görülmesiyle, tüm bu akıllı, çarpışmayı önleyen teknolojik çözümlerin gerçekleştirilebilir olduğunu gösterdik. SCC’nin başarısının Volvo Car Corporation’ın otomobil sektöründe çığır açan aktif güvenlik sistemlerine yoğunlaşmasını tetiklediğini söyleyebiliriz..."
 
Detroit’te bir yıldız
Volvo SCC, 2001 Ocak ayında Detroit Otomobil Fuarı’nda, kalabalık bir seyirci kitlesine tanıtıldığında büyük bir ilgi gördü. Dünya basını, aynı yılın sonbaharında, konsept otomobili İspanya’nın güneyindeki Sevilla Uluslararası Havaalanı’ndaki trafiğe kapalı alanda test etme imkânını buldu. Dönemin İsveç Başbakanı Göran Persson da otomobili test edenler kervanına katıldı.  Sonrasında ise otomobil ABD çapında bir tura çıktı ve büyük övgü aldı.

SCC’ye sahip olduğu teknolojinin entegre edilmesinden sorumlu mühendislerden Mikael Edvardsson; "Otomobil tahmin ettiğimizden daha fazla ilgi görmüştü. Bence bunun en önemli nedeni, SCC’nin çekici ve aynı zamanda teknik olarak ileri bir otomobil olması ve karmaşık olmamasıydı. Bu kombinasyon, Volvo’nun yaklaşımını yansıtıyor ve bu da bizim halen sürdürdüğümüz başarımız," diyor. 

Konseptten üretime
2002 yılında, Volvo SCC ile vitrine çıkan teknik çalışmaları, seri üretime hazır güvenlik teknolojileri haline getirecek çalışmalar başladı. Volvo Car Corporation, bir yıl sonra Volvo C30’un 2006’da Paris’te dünya lansmanının yapılmasıyla sonuçlanacak projeyi başlattı. Bugün, lansmanın başarıyla gerçekleştirilmesinden on yıl sonra, Volvo SCC ile tanıtımı yapılan 15 civarında çözüm, Volvo Car Corporation’ın ürün gamında mevcut. Otomobillerin sahip olduğu teknolojik yenilikler, dünyanın her yerinde sürücülerin hem küçük çaplı kazalardan hem de büyük çarpışmalardan kaçınmasına yardımcı oluyor.

Östen Strandberg; "SCC’nin seri üretilen otomobiller için ne ölçüde ilham kaynağı olduğuna küçük ama açıklayıcı bir örnek, SCC’nin renginin bile seri üretilen otomobillerde kullanılmasıdır. SCC otomobillerden birinin renginin, Alev Turuncu renkli Volvo C30’un rengiyle ciddi bir benzerlik içerdiğini kolaylıkla fark edebilirsiniz,” diyor.

Her kuralın bir istisnası vardır. SCC’nin en dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi seri üretim otomobillere hiç aktarılmadı: Eyfel kulesine benzer ve sürücüye daha çok görüş imkânı sağlayan A-sütunları, başlangıçta C30 projesinin bir parçası olmasına rağmen, dayanaklı olmamaları, üretim süreçlerinin karmaşıklığı ve yüksek maliyet gibi engellerden dolayı yerini geleneksel A-sütunlarına bıraktı.
 

ÇOK OKUNANLAR